Dernek İletişim: info@kasider.org

NİHAT TAVŞANLI

Sigorta sektörümüzde reasürör olarak geçirdiğim 42 yılda olumlu ve olumsuz birçok olay yaşadım.Genel olarak söyleyebilirim ki sektörümüzün en renkli yıllarında görev aldığımı düşünüyorum.

Örneğin karlı tarifeli piyasadan , kanımca bekleneni vermeyen serbest tarife düzenine geçişi ,deprem riskinin detaylı kumul tabloları ile takip edilmesini ve tretelerde deprem olay limiti uygulamasını, birçok yeni sigorta şirketinin ve iki yerli reasürans şirketinin kuruluşunu ve kısa süreler sonra kapanışlarını,piyasamızdaki tekel uygulamasının sona erişini,yabancı sermayenin sektörümüze hakim olmasını,bölüşmeli tretelerde şartların zorlaştırıldığını ve bu anlaşmalarda Avrupalı reasürörlerin yerini daha çok Asyalı reasürörlerin almasını,ayrıca brokerların plasmanlarda daha çok rol oynadıklarını yaşadım.

Diğer taraftan dünya sigortacılığında büyük hasarlara yol açan tabii afetleri , terör hasarlarını,ve bunların sonucu onlarca önemli Avrupalı reasürans şirketinin piyasadan çekilişini,Lloyds kuruluşunun da mali sıkıntılar sonucu yapısında önemli değişiklikler yapma zorunda kalmasını,bölüşmesiz anlaşmaların daha çok tercih edildiğini ve bölüşmeli anlaşmalara lider reasürörler bulmakta güçlük çekildiğini gördüm.

Mesleğimde bana ilginç gelen ilk olayı dünyanın en büyük reasürans şirketinin Havacılık Excess of loss anlaşmasında yaşadım. Güney Kore havayollarına ait bir yolcu uçağı karadan atılan bir füze ile düşülüyor ve kurtulanın olmadığı bir trajedi yaşanıyor. Bu olaydan dört yıl sonra saygı duyduğum bu şirket hiç ara yıllarda sözkonusu hasarla ilgili muallak göstermeden neredeyse excess anlaşmasının üç kademesini etkileyen bir hasar talebinde bulunuyor.

Geçikmenin nedenini de kendisine geç müracaat edilmesi olduğunu söylüyor.Tabii ki tretelerimde lider olan bu şirkete fazla direnemiyorum ve üzülerek ödememi yapıyorum. Daha sonra ülkelerine gittiğimde üst düzeylerine olayı hatırlatıp ,aradaki yılların excess primleri hesaplanırken alınan hasarsızlık indirimlerinin niçin dikkate alınmadığını ve bu tarz kötü sürprizler için herhangi bir kloz düşünüp düşünmediklerini soruyorum ama düşünmediklerini öğreniyorum.

Maliyetin sonradan ortaya çıktığı özel bir sektörde olduğumu bir kez daha anlıyorum. İkinci olarak teknikten sorumlu yöneticilerin kabul ettikleri treteler ile ihtiyari kabullerin kumul durumlarını iyi tesbit edip yeterli korunma almalarının önemini yaşadığım bir deneyimimi anlatacağım.Değişik Avrupa ülkelerinden yazdığımız bölüşmeli ve bölüşmesiz trete kabullerinin tamamını konservasyonumuzda tutuyorduk.O tarihlerde şirketler birbirleriyle sıkı işbirliği yaparak birbirlerinin anlaşmalarından hisse alıyorlardı.Bu da öngörülemeyen kumul hasarların oluşmasına neden oluyordu. Bu nedenle sadece yurtdışı kabullerimi kapsayan 150.000 dolardan başlayan ve 2 milyon dolara kadar makul bir korunma aldım.Fransız şirketinin yüzde yüzünü yazdığı programımda iki yenileme şartı bulunuyordu.

Yurtdışı kabullerimizin yıllardır büyük hasara maruz kalmaması ve tretelerdeki hisselerimizin düşüklüğü nedeniyle genelde 100 bin dolardan daha düşük hasar ödemeleri yaptığımız için makul bir excess maliyeti ile korunmayı sağlamıştık. Excess of loss anlaşmamızın ilk yılı olan 1990 da Avrupada Ocak ayında Daria adlı birçok ülkeyi etkileyen ve önemli hasarlara yol açan fırtına gerçekleşti ve şirketime 1.5 milyon dolara mal oldu.Ama olayı ilginç yapan o yılın Nisan ayına kadar yine birçok ülkeyi etkileyen 3 büyük fırtınanın daha gerçekleşmesi oldu. Şirketim toplamı 4 milyon dolara varan fırtına hasar ödemelerinde yenilemelerden sonuna kadar yararlandı.Edindiğim deneyim mesleğimizde tabii afetlerin aynı yıl içinde birden fazla yaşanabileceği ve her zaman ,korunma programlarının yenilemelerinin yeterli sayıda olmasına dikkat edilmesi oldu. Son olarak ülkemizde yaşanan en acı ve sektörümüz için maliyetli İzmit Depreminde yaşadığım bir deneyimimden bahsedeceğim.

Deprem sırasında İstanbul dışında olmama rağmen 17 Ağustos gününün akşamı acil olarak tatilden dönerek ,sigorta şirketlerimizle irtibata geçtim.Şirketimin hemen kendilerine makul düzeylerde avans ödemeleri yapabileceğini ve taleplerini bildirmelerini rica ettim.Reasürörlerini yanlarında hissetmeleri yıllarca sürecek olumlu izler bıraktı. Bende bir iki gün içinde bölüşmeli tretelere peşin hasar ihbarlarında bulundum ve en kısa zamanda talepte bulunacağımı bildirdim.Excess reasürörlerinden ise olayın önemli boyutta olduğunu ve ilk iki kademeyi etkileyeceğini,bu nedenle avans ödemesi talep ettiğimi bildirdim.10-15 gün içinde direk ilişkide olduğum şirketlerden havaleler gelmeye başladı.Tüm iyi niyetlerine rağmen brokerlardan ödemeler 3-4 haftada ulaşmaya başladı ve hatta bir broker benim için toplanan parayı gördüğü baskı ve tehdit sonucu bir sigorta şirketine göndermek zorunda kaldığını belirterek 2 ay sonra ödeme yaptı.

İzmit depreminde anladım ki ülkenin yaşadığı büyük hasarlarda bütün şirketler aynı broker ve reasürans şirketlerine yakın zamanlarda müracaat ettikleri için sıkışıklık meydana geliyor ve hasarınızın takibi önem kazanıyor.Ayrıca bölüşmeli tretelerinizin önemli bir kısmını direk olarak plase etmek sizlere erken tahsilat konusunda avantaj sağlıyor.Gerek İzmit körfezinde çıkan yangının çevresine sıçramadan söndürülmesi, birçok binanın daprem sigortasının olmaması ve hasar ödemelerinde tepkiye de yol açan %5 istisna uygulaması sonucu ekonomik büyüklüğüne rağmen ucuz atlatılan deprem hasarı ödemelerinde başarılı bir performans gösteren sektörümüzün her zaman bu kadar şanslı olamıyacağını bilmesi gerekir.

Dünyada şehir nufüslarının hızla artması ,iklim değişiklikleri,kapsamlı poliçeler ve yüksek sigorta bedelleri mesleğimizi özellikle Reasürans şirketleri açısından çok riskli duruma getirdi ve sonuçta kaliteli ve önemli birçok şirketin kapanmasına şahit olduk.Az sayıdaki lider reasürör olarak kabul edeceğimiz şirketler de bölüşmeli tretelerde komisyonlarını düşürerek,istisna listelerini uzatarak ve tabii afetlere olay limitleri getirerek ve hatta daha çok bölüşmesiz anlaşmaları tercih ederek yaşamlarını sürdürmeyi tercih ettiler.Zorlaşan piyasa şartlarını yerli reasürans şirketimizin liderliği ile aşan sektörümüz dilerim ki uzun yıllar dünyada yaşanan büyük afetlere maruz kalmaz ve bu arada çok düşük olan fiyatları mümkün olduğunca arttırarak mali bünyelerini güçlendirirler.